Çevre suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 181 ila 184. maddeleri ve Çevre Kanunu’yla düzenlenen, doğayı, suyu, havayı veya toprağı kasten veya taksirle kirletme, tahrip etme veya tehlikeye atma fiilleridir. Bu suçlar, hem cezai hem de tazminat sorumluluğu doğurur. Tataroğlu Hukuk Bürosu olarak, çevre suçları kapsamında hem savunma hem de zarar gören lehine dava süreçlerinde görev alıyoruz.

En sık görülen çevre suçları:

• Tehlikeli atığın izinsiz bertarafı veya gömülmesi,
• Arıtmasız endüstriyel atık suyun nehre deşarj edilmesi,
• Orman yangını çıkarılması veya doğal yaşam alanının tahribi,
• Gürültü veya hava kirliliğinin sınır değerleri aşması.

Çevre suçlarında kusur (kasıt veya taksir) aranır. Örneğin, bir fabrikanın arıtma tesisinin bakımsızlığından kaynaklanan su kirliliği “taksirle çevre suçu” sayılır. Ceza, para cezası veya hapisle uygulanabilir. Ayrıca, suç nedeniyle oluşan çevre zararı, “çevre tazminatı” yoluyla da giderilmelidir — bu tazminat, devlete ödenir, mağdura değil.

Erzurum’da çevre suçları, özellikle madencilik faaliyetlerinde toprak kirliliği, küçük işletmelerde atık yağın dereye dökülmesi, inşaatlarda patlatma sonrası toz ve gürültü kirliliği ve köylerde ormanlık alanlara moloz dökülmesi gibi konular etrafında yoğunlaşır. Bölgeye özel bu yapıyı iyi tanıyan ekibimiz, hem idari hem cezai süreçleri birlikte yöneterek müvekkilin riskini minimize eder.

Tataroğlu Hukuk Bürosu, çevre suçları ve sorumluluklar alanında yalnızca savunma dilekçesi yazmakla kalmaz; çevre tazminatı hesaplaması, idari para cezasına itiraz, yargılama stratejisi ve ceza infazı süreçlerinde de görev alır. Amacımız, müvekkilimizin çevreyle ilgili fiillerinin hukuki çerçevede değerlendirilmesi, cezasının orantılı olması ve tazminat yükünün adil şekilde tespit edilmesidir.